Radyo Ses 31. programıyla Pazartesi TSİ 19:00’da radyoses.listen2myradio.com adresinden canlı yayın yaptı.
Geçen programda hatırlanacağı üzere Dream Theater’ı ele alan iki bölümlük bir yayın yapıp ruhlara yeteri kadar komplike müzik enjekte etmiş bulunduk. Bu programı ise hazmedilmesi daha kolay post rock, post ve sludge metal gruplarına ayırdık. Programı indirmek ya da online dinlemek için buraya tıklayabilirsiniz.
Daha önce de olduğu üzere, programı hazırlarken yine yayın odağı, konsept dışı ya da geçmişe saygı ve sükûnet başlıklarını kullandık. Bu bağlamda 31. yayının odağını oluşturacak olan The Mire adlı grubu tanıtarak giriş yaptık.
The Mire Birleşik Krallık kökenli bir atmosferik post-metal grubu. 2009 yılında Brighton kentinde kurulmuş The Mire ve güncel kadrosu gitar ve vokalde Robin Urbino, gitarda Stan Critchly davulda Blake Mostyn ve bas gitarda Jack Loudoun şeklinde. Grubun Volume I ve Volume II olmak üzere özüretim olan 2 adet EP’si ve 2014 çıkışlı ‘Glass Cathedrals’ adlı bir albümü var. Programda örneklerini de dinleyeceğimiz Glass Cathedrals albümünün fiziksel kopyaları tamamen tükenmiş durumda.
Yayının odağı The Mire’dan False Idol adlı parçayı çaldıktan sonra, 2009’da İsveç’te gitarist Jari Lindholm tarafından solo proje olarak kurulan, daha sonra Fransa’dan Sebastian Pierre’in vokal ve klavyelerle katılımıyla uluslararası bir yapı haline gelen bir melodik/ doom metal grubuna, ‘Enshine’a göz attık. Grubun 2013 seneli ve yine fiziksel kopyaları tükenmiş ‘Origin’ adlı albümden Cinders adlı parçayı açılıştan hemen sonra dinledik. İlk üçlüyü Atrium adında tek kişilik bir djent projesinden Ecosphere adlı parça ile kapattık.
Programın geçmişe saygı/ konsept dışı bölümü Pain of Salvation’ın Road Salt Two albümünden The Deeper Cut adlı şarkıyı konuk etti. Hemen ardından, Washington DC’den, bir progressive djent grubuyla, Wings Denied ile karşınızdaydık. Çaldığımız şarkı grubun tek albümü Mirrors for a Prince albümünden Néant idi. Şarkıda vokalist Luka Kerecin’in özellikle şarkı çıkışındaki performansına değindik.
Wings Denied kesinlikle müthiş bir iş çıkarmış Mirros for a Prince ile, kesinlikle tavsiye edilir. Bu arada Intronaut severler varsa aramızda, Joe Lester parçanın baslarını çalmış. Zaten basları, özellikle de şarkının çıkışında iyi dinlemenizi tavsiye ederim. Şarkının sonu demişken, vokalistin yazdığı melodiye ve ”Can’t feel this life that takes me to the edge of numbness’’ dizelerini söylerkenki performansına da dikkat çekmek istiyorum.
Wings Denied’ın ardından Lozanlı 3 kişilik stoner grubu The Crotals’ın 2015 çıkışlı Fuel! Flames! Blast! albümünden Blast adlı şarkıyı dinledik ve sükûnete doğru yol aldık.
Öncelikle İngilizlerin dengbeji Steven Wilson’ın melodilerine teslim ettik kendimizi. 23. programda da Hand Cannot Erase adlı albüme odaklanarak 2 şarkıya yer vermiştik. Bu kez ustanın Drive Home EP’sinden aklın almayacağı, ancak ruhun anlayacağı basitlik ve güzellikteki The Raven that Refused to Sing adlı şarkıya yer verdik. Şarkının hikayesini Steven Wilson’ın şöyle anlatıyor:
”Şarkı ölümünü bekleyen yaşlı bir adam hakkında. Yaşlı adam ablası ile çok yakın geçirdikleri çocukluk yıllarını düşünmektedir. Ablası onun herşeyidir ve ablası için kendisi çok değerlidir. Maalesef adam ablasını gençlik yıllarında kaybeder. O zamanlardan beri de adam kimseye açılamamakta ve ilişki kuramamaktadır. Tüm hayatını bir başına geçirir.Sonraları adamın bahçesini bir kuzgun ziyaret etmeye başlar. Bu kuzgun yaşlı adam için bir şekilde ablasının farklı bir formda tezahürüdür. Olay şudur ki, gençlik yıllarında bu adam kendini ne zaman güvensiz hissetse, ablası ona bir şarkı söyler ve onu rahatlatırdı. Buna dayanarak yaşlı adam bahçesindeki kuzguna şarkı söyletmeye çalışır. Kuzgun eğer şarkı söyleyebilirse, adam artık ablasının onu almaya geldiğinden emin olacaktır’’.
The Raven that Refused to Sing’den sonra Philadelphialı sludge metal grubu Rosetta’nın ‘A Determinism of Morality’ adlı albümünden Blue Day for Croatoa adlı parçaya yer verdik. Rosetta’dan sonra Stockholmlü A Swarm of the Sun adlı gruptan ‘All the Love and Glory‘ adlı parçayı çalarak programın sükûnet bölümünü noktaladık.
Sükûnetten sonra Rusya’dan bir post metal grubunu, Weid’i konuk ettik ve grubun 2015 çıkışlı, çok da güzel bir kapağa sahip ‘Inhale’ adlı albümden The Maze adlı şarkıyı beğeninize sunduk. Devamında, yayın odağımıza, yani The Mire adlı gruba dönerek Glass Cathedrals albümünden öncelikle sert ve teknik ‘Dark Sun’ adlı parçayı çaldık. Ardından albüme adını veren sakin sessiz Glass Cathedrals adlı parçayı beğeninize sunarak 31. programın sonuna geldik.
Programı yaymak ve daha çok kişiye seslenebilmek, müziği paylaştıkça çoğaltabilmek için yardımınızı esirgemeyin, bizi twitter ve facebooktaki the katre hesaplarından takip edin. Yayınları takip etmek ve iletişim için adresimiz www.twitter.com/thekatre.
Dinleyin, keşfedin, öğrenin ve paylaşın 🙂